Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinden etkilenen Osmaniye’de yıkılan binaları inceleyen Mimar Haydar Aktürk, yeni bir imar planının devreye alınarak yenir bir yerleşime açılması gerektiğini söyledi.
Mimar Aktürk, “her önüne gelenin müteahhitlik yapmaması gerekir” dedi.
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu Osmaniye’de 339 bina yıkıldı. Acil yıkılması gereken binaların yıkım işlemleri devam ederken Mimar Haydar Aktürk, enkazlarda incelemelerde bulundu. Osmaniye’de Mimar olarak faaliyet gösteren Haydar Aktürk incelemelerin ardından bazı açıklamalarda bulundu.
İnşaatı yapacak olan Müteahhidin iyi seçilmesi gerektiğini söyleyen Mimar Aktürk; "Yeni bir imar planıyla Osmaniye'nin yeni bir yerleşime açılması lazım. Bundan sonra mühendisi mimarı çok iyi seçmek lazım. Müteahhidi çok iyi seçmek lazım. Bence artık yasal olarak her önüne gelenin müteahhitlik yapmaması lazım" dedi.
Depremin en çok etkilediği Rahime Hatun ve Esenevler Mahallelerinin çok katlı yapılaşmaya uygun olmadığını vurgulayan Aktürk; "İlk günün telaşı bugün biraz daha azaldı. İnsanlar önce can derdindeydi sonra mal derdinde, şimdi de gelecek derdindeler. Osmaniye bu depremden çok etkilendi. Özellikle Esenevler, Rahim Hatun Mahallesi çünkü fay hattı buradan geçti. Buranın bir özelliği de zeminin sıvılaşmaya uygun olması yani milli zemin olması. Onun için en çok hasarlar burada oluştu. Daha sonra birkaç gün geçtikten sonra teknik heyetler dışarıdan gelen Osmaniye'deki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ndeki heyetler burada incelemeye çıktılar. Farklı farklı şehirden gelen heyetler binaları gezip onlara önce gözle bir kontrol ederek, bir ön rapor hazırladılar. Şöyle düşünün bir arabanız hasarlı olduğu zaman önce gidersiniz sanayiye, arabam hasarlı dersiniz. Detaylar daha sonra işte şu motoru arızalanmış, radyatörü patlamış. Burada da böyledir. Bu incelemeler Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün yaptığı incelemeler dışarıdan gelen incelemelerde binaları üç kategoriye ayırıyorlar. Birincisi az hasarlı, ikincisi orta hasarlı, üçüncüsü çok hasarlı yani ağır hasarlı. Ağır hasarları da ikiye ayırıyoruz; hemen yıkılacak ağır hasarlılar, daha sonra yıkılacak ağır hasarlı sınıfına sokuyoruz. Şimdi burada tabi farklı farklı ekipler dolaştığı için bunların verdiği raporlarda farklılıklar da olabiliyor ama ölçü şudur; öncelikle taşıyıcı sisteme bakılır, taşıyıcı sistemlerde eğer hasar yoksa bu binalar duvardaki çatlaklar, duvarlardaki ayrışmalar az hasarlı sınıfına giriyor ve onlar tamir edilerek oturulabilecek binalardır. Taşıyıcılarda küçük hasarlar oluşmuşsa yani kirişlerde kolonlarda hasarlar oluşmuşsa bu binalar orta hasarlıdır, bunların güçlendirilmesi lazım. Güçlendirmek için de bunların incelenmesi lazım. Performans analizi yapılacak ve güçlendirme projeleri hazırlanacak” ifadelerini kullandı.
Depremde ilk yıkılan binaların 2000’li yıllardan kalma olduğunu söyleyen Mimar Aktürk; “Bir de 2000'li yıllardan önce yapılan binalar var, ilk yıkılan binalar. 1990'la 2000'li yıllar arasında yapılan binalar burada. Birincisi çok katlı bina izni verilmiş, ikincisi o binalardaki teknik bugünkü teknikle aynı değil. O zaman zemin etüdü yoktu, zorunlu değildi. Yapı denetimi yoktu. Ondan dolayı o dönemde deprem yönetmeliği de çıkmamıştı. 1999 yılından sonra deprem yönetmeliği çıktı. O deprem yönetmeliğine göre yapılmadığı için binalar daha narin, bir de kontrol olmadığı için binalar gördüğümüz bir zeminin yanlış seçilmesi daha doğrusu zemine göre katsayısı verilmemesi, imalat hataları. Çoğu binada gördüğüm şu; kirişin içerisinden elektrik tesisatı geçirmiş, su tesisatı geçirmiş. Bunlar yapım hatası. Merdiven birleşimi, kolonla kirişlerin birleşimi yerlerinde sıkıntılar var. O birleşimlerde etriye sıkılaştırması yapılmamış. Gördüğümüz hatalardan birisi o. Beton sulanmamış ya da betondaki kalitesiz beton kullanılmış. Bu hatalardan birisi ama esas temel doğru yere doğru yüksekliği verilmesi, imar planlarının ona göre hazırlanması bu bölgelerde çok katlı binaların verilmesi hatalardan birisi. İkincisi denetimin tam olmaması. Daha sonra yapı denetim sistemi geldi ama orada da sıkıntılar var. Orada da sistem daha önce aksak yürüyordu ama bundan sonra yapılacak Osmaniye'nin önünde çok önemli bir sınav var” diye konuştu.
Osmaniye için yeniden bir imar planı yapılması gerektiğini söyleyen Haydar Aktürk, müteahhitlik yapmak için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi. Aktürk; “Yeniden bir imar planıyla Osmaniye'nin yeni bir yerleşime açılması lazım. Bundan sonra mühendisi mimarı çok iyi seçmek lazım. Müteahhidi çok iyi seçmek lazım. Bence artık yasal olarak her önüne gelenin müteahhitlik yapmaması lazım. Tecrübeli mühendislerle çalışmak lazım. Belediyelere çok iş düşüyor. Yapı denetimlerini denetlemek lazım. Yapı denetimlerinde de sıkıntı olur. Bir de artık insanlarda imar affı beklentisini kaldırmak lazım. İmar affı beklentisi olduğu zaman kaçak inşaatlar çoğalıyor. Ben bu kadar proje ücreti vereceğime gidip kaçak inşaat yapayım düşüncesinden insanların sıyrılması lazım ama Osmaniye yeniden ele alınması lazım. Zemin etütlerinin yeniden yapılması, bölgesel zemin etütleri fay hatlarının yeniden incelenmesi lazım ve yeniden imar planı hazırlanması lazım bana göre. Önümüzde böyle bir süreç var yıkılan binalar var görüyorsunuz. Bu etrafımızda çok sayıda bina yapılıyor. İstasyon Caddesi'nde çok sayıda bina yakılacak. Buralarda eski hataları tekrarlamadan yeni imar planı hazırlanıp, yenilenmesi lazım” diyerek açıklamasını noktaladı.
Haber Merkezi